26 Ağustos 2015 Çarşamba

Huzur !..

Bir gün bilge bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan etti. Yarışmaya çok sanatçı katıldı. Günlerce çalıştılar, birbirinden güzel resimler yaptılar. Sonunda, eserlerini saraya teslim ettiler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden gerçekten çok hoşlandı. Ama birinciyi seçmek için karar vermesi gerekiyordu. Resimlerden birisinde, sükunetli bir göl vardı. Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların huzurlu görüntüsünü yansıtıyordu. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslüyordu. Resme kim baktıysa, onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünüyordu. Diğer resimde dağlar vardı. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Üst tarafta öfkeli gökyüzünden yağmur boşalıyor ve şimşek çakıyordu. Dağın eteklerinde ise köpüklü bir şelale çağıldıyordu. Kısacası, resim hiç de huzur dolu görünmüyordu. Fakat kral resme bakınca, şelalenin ardında kayalıklardaki bir çatlaktan çıkan minnacık bir çalılık gördü. Çalılığın üzerinde ise anne bir kuşun ördüğü bir kuş yuvası görünüyordu. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuş yuvasını kuruyor... harika bir huzur ve sükun. Peki ödülü kim kazandı dersiniz? Kral ikinci resmi seçti. 'Çünkü' dedi. 'huzur hiçbir gürültünün sıkıntının ya da zorluğun bulunmadığı yer demek değildir. Huzur, bütün bunların içinde bile yüreğinizin sükun bulabilmesidir. Huzurun gerçek anlamı budur'

SİZİN ELİNİZDE ...

Zamanın birinde çok akıllı iki kardeş yaşarmış. Etrafındaki ve okuldaki bilgiler kendilerine yetmediğinden, annesi onları, bulundukları beldenin bilge adamına götürmüş. Kardeşler, bilge adama pek çok sorular sormuşlar ve her defasında kendilerinin tatmin olduğu cevaplar almışlar. Bundan çok memnun olan kardeşler, bir müddet için bilgenin yanında kalıp daha çok şeyler öğrenmek için annelerinden izin istemişler ve bilge adamın yanında kalmışlar. Bilge adama sorduklarına ve aldıkları cevaplara çok sevinen ve mutlu olan çocuklar bir süre sonra bu işten sıkılmaya başlamışlar. Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım diye düşünmüşler. Kardeşlerden biri, “Buldum” demiş. “İki elimin arasına bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım. Avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölü mü? Ölü derse kelebeği bırakacağım, canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım. Her ne derse cevabını bilemeyecek!” Kelebeği ellerinde tutan kardeşlerden biri, kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış ve sormuş... “Avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölü mü?” Bilge, uzun uzun çocuğun gözlerinin içine bakmış ve cevaplamış: “Senin ellerinde evladım, senin ellerinde... Aşkınız... Geleceğiniz... Gençliğiniz... Hayatınız... Her şeyiniz... Huzurunuz... Mutluluğunuz... Sizin ellerinizde...”

1 Mart 2015 Pazar




Odam Sessiz !!! 
Ne zaman mum ışığında otursam, 14 şubat gelir aklıma .. 
Rengarenk güllerle donatılmış bir salon, unutulmayacak romantik dakikalar. 
O geceden kalan değerli güllerim halen odamı süslüyor.
Kırmızı üzerine simlerle yazılmış baş harflerimiz olan mum yine yanmakta 
ve gölgesinde bir çerçeve hayatımın değiştiği anı hatırlatan !!! 
"Temmuz ayının en sıcak günüydü, saatlerce yürümüştük kumsalda.
Güneş batmak üzereydi ,denize vurduğu kızılımsılığı aşka davet edercesine. 
Göz göze gelmiştik bir an,kelimeler sanki tükenmişti,
Söyleyecek onca şey varken susmuştuk ikimizde .
Dalga sesleri ruhumuzu okşuyordu.. 
Vee duyduğum 3 kelime "Son Limanım Olur musun ? du 
"Bir gece,demir attığı o limanda fırtınaya kapılıp, açık denizlerde kaybolabileceğini kim bilebilirdi... " Mumlar gibi yanan yüreğimdeki yangın sönmedi hala,
Geçmiş bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden.
Sensiz bir gece daha,ay yıldızlara kavuşurken ,
Ben yeni umutlarla güneşin doğuşunu bekliyor olacağım !!! 


Fatma KAMÇICI 14/02/2015

13 Şubat 2015 Cuma


Okyanusların derinliklerine bıraktığımız yalnızlıklar,
Su yüzüne çıkmaya başladıkça. Ruhumuz yorgun düşüyor…
Kurduğumuz masum hayaller , gerçekleşmeyince. 
Bir cam kırığı gibi yıkıntılar bırakıyor.
İmkansız  olduğunu bile bile yaşadığımız büyük aşklar ,
Engelleri aşamayınca , Acılar içinde son buluyor.
Yaşanan onca zorluklara rağmen, 
Her yeni mevsim ruhumuzu tazeliyor..
Baharda açan çiçeklerle pembeleşen  umutlarımız, 
Yeşeren hayatlarla mutluluğa yelken açıyor !!!

Fatma Kamçıcı 09.02.2015

11 Şubat 2015 Çarşamba


İnsan Bir Kere Aşk Acısı Çekmeye Görsün ,
Bıçak Kesiği Gibi Yaralarını Sarmaya Çalışıyorsun.
İnsan Bir Kere Güven Duygusunu Kaybetmeye Görsün ,
Umutların , Hayallerin Yıkıntısı Altında Kalıyorsun.
İnsan Bir Kere İnanmaya Görsün ,
Kalbin İnkisara Uğradı mı Paramparça Oluyorsun !!!

Fatma Kamçıcı 04.02.2015
Ansızın Çıkmıştın Karşıma ... 
Hiçbir şey Kalbimi Böylesine Titretmemişti. 
Cezbetti Bakışların , Gülüşünle Büyülendim. 
Kalbimi Öylesine Fethettin ki , 
 Bağlanmaktan Korkup Kaçmak İstedim. 
Hakim Olamadım Duygularıma, 
Yenik Düştüm Hislerime... 
Yüreğim Sevgiye Aç ve Muhtaçken, 
SEN ÇIKTIN KARŞIMA !!

 Fatma Kamçıcı 05.02.2015