1 Aralık 2014 Pazartesi

GİTTİN !...

Sen bana gitmek için gelmiştin. Bilmiyordun belki böyle olacağını, Tahmin etmiyordun seni delice sevip, Mutluluk ilacım olacağını. Ellerim boş kaldı senden sonra. Sarılınca boynuna,dokununca bedenine huzur bulduğum, Dudağıma küçük bir öpücük kondurduğunda, Kalbime dokunuşunu hissettiğim, Gözlerine bakınca kendimi gördüğüm. Hiçbiri yok artık yaşadığım şu hayatta.. Ve bende yokum artık, Senin sevgi dolu dünyanda. Sevgiyi bulmak kolay değil bilirsin Ben bulmuştum sende, aşkı ve sevgiyi Düşüncelerimde sen vardın, Rüyalarıma sen giriyordun, Baktığım her yerde yine sen, Kalbimde de daima sen vardın. Ben sen olmuştum artık, Vazgeçilmezimdin benim Ama.. Sen bana gitmek için gelmiştin… Yine yalnız bir gece daha Üşüyorum çünkü sen yoksun, Kalbim kırık hissediyorum İçim acıyor,ağlıyor yüreğim Gözlerimdeki yaşları saklayamıyorum Biliyorum ki dönüşün yok, Çünkü Gittin… Aşkını da,sevgini de aldın giderken Yarım bıraktın tüm güzellikleri… Sen bana gitmek için gelmiştin zaten.. Ve GİTTİN...
Fatma KAMÇICI

Sevmek İnanmaktır,Aşk Bir Kere Sevmektir !..

SEVMEK inanmaktır. Sevmek yaşamaktır. Sevdiğini kendisi gibi kendisinden de çok duyumsamaktır. Sevmek sevdiği olmaktır. Sevmekte ikilikler kalkar bir olmalara gidilir. İki ten iki kalp iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olunur tek bir yürek olunur. Sevmek paylaşmaktır. Sevdiğiyle sevdiğini paylaşmaktır. Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir. Ki tek kalp olunsun…. Sevgide son yoktur. Sevgiler hiçbir zaman son bulmazlar. Biten sevgiler yoktur bitmiş gibi görünen sevgiler vardır. Vazgeçiş de yoktur sevgide. Yaşandıkça yaşatılır sevilen. Ama kimi zaman sevgili için kimi zamansa sevginin bir gereği olarak saklanır bu aşklar. Vazgeçiş yoktur vazgeçmiş gibi görünmek vardır o yüzden.. Sevmekte istemek yoktur. Sevgilinin olduğu yerde son bulur istekler. Bir şey varsa istediğin bu senin için değil sevgili için istediğindir. Ondan o’nun adını istersin. O’nu daha sonsuz sevebilmek için istersin sevme özgürlüğünü istersin kabul edilmesini istersin.. İstersin ama bir gün gelir bu isteklerde son bulur. Kendinden istersin artık. Sevgiliyi daha çok sevmek istersin kendinden. Sonsuz kılmak istersin onu. Sonsuzluğa götürmek onunla sonsuzluğa varmak istersin. Bu yolda sevgili olur mu olmaz mı bunu sevgilinin isteği belirler… Sevmek sevgiliden sevgili olmadan sevmektir. Sevmek sevmek istemektir.. Sevmek beklemektir. Beklentilerin son bulduğu bir duraktır o. Öyle ki tüm gerçekler tüm dünya silinir gider. Ne o’ndan anlaşılmayı beklersin ne onun LeylaMecnun olmasını. Beklediğin bir şey yoktur sevmeyi becermek dışında… Sevmek gücenmemektir. Sevmek sevgililerin hiçbir sözüne üzülmemeyi öğrenmek demektir. Sevgilinin ölüm hançerine bile hayır dememektir sevmek.. Onun vuruşuna onun tokadına alınmamaktır. Sevgiliden gelen her hareketi ve her sözü kabullenmektir. İhanetlere hainliklere bile üzülmemektir. Sevgiliden gelen öl emrini bile ölürüm diyebilmektir.. Kendi elleriyle kalbini bir bıçak ucuna koymaktır sevmek. SEVMEK ÖLMEKTİR… Sevmek ölmesini bilmektir. Sevgili için yaşamaktır. Onun eli kolu gözü kalbi olmaktır. Ama artık onun bir şeyi olunmadığı bir zaman ölmesini bilmektir!! Sevmek vermektir. Sevmek sevdiği için almasını bilmektir. Almamaya yemin ederek vermektir. Ama almalarda kurturacaksa sevgiliyi almasını bilmektir sevmek!!! Sevmek tükenmektir. Sevmekten ölürken tekrar varolmaktır o sevgiden. Sevmek sevgilinin gel deyişine hayır demektir.. sevgilinin aşkıyla boğuşurken yüzerken o aşk denizinde sevgilinin uzanan eline hayır demektir. Sevgilinin bakan gözüne bakmamaktır sevmek. Ağlayan gözlere şefkat ve tebessümle yanıt verebilmektir. Sevmek sevgilisi olmaktır. Sevgilinin yüzündeki gülücük olmaktır. Onu yaşama döndürecek bir damla su olmaktır. Sevmek sevgilinin limanı olmaktır. Sevmek sevdiğinin canı olmaktır. Onun ölümü isteyebileceği canı olmaktır… Sevmek yangın olmaktır. Yanmaktır kor olmaktır. Dağ olmaktır evren olmaktır. Her şey olmaktır hiç olmaktır. Alev olup girmektir gönüllere.. SEVMEK YÜRÜMEKTİR GÖNÜLLERDE. SEVMEK güvenmektir. Sevmek onaylamaktır. Sevmek sevgiliye bir nefes gibi bir ses gibi yakın olmaktır. Sevmek çok ötelerde olsa bile yaşamak ve yakın olmaktır sevgiliye. Yalınlılıktırdoğallıktır özdenliktir sevmek. Yalansızlık içtenlilik ölümsüzlülüktür sevmek. İlk insanın Havva’nın Adem’in saflığını ve temizliğini çocuk masumluğunu taşımaktır sevmek. Gözyaşı olmaktır yağan yağmur olmaktır. Bir sonbahar mevsiminin sarı yaprağı gibi yalnız olmaktır sevmek .. Sevgilisizken sevgiliyi sevmektir.. Sevmek üşümektir.. Sevgilinin yokluğuna üşümektir. Sevgiliyle her şeyi göze almaktır sevmek. Ki sevgilinin olduğu cehenneme yürümektir. Sevgilinin olmadığı cennete de gitmemektir sevmek… SEVMEK SEVGİLİYİ CENNET ETMEKTİR. Sevmek bir olmaktır. Sevmek yaşamaktır. Ve sevmek inanmaktır. Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır. Sevmek sevmesini hak etmektir. Sevmek sevgilinin baktığı yerde sustuğu yerde olmaktır. Sevmek sevgilisiz geçen gecelerin sabahına varmaktır. Sevmek saz benizli sabahlarda yaşamaktır sevgiliyi…. Sevmek sevmesini bilmektir. Sevmek ÖLMESİNİ BİLMEKTİR. SEVMEK SEVMEK OLMAKTIR… AŞK OLMAKTIR… AŞK BİR KERE SEVMEKTİR. SEVMEK AŞKIN KENDİSİ OLMAKTIR

30 Kasım 2014 Pazar

Hayatın Sırrı !!!

Bir gün yaşlı bilgenin sarayına bir adam gelir. Der ki; bana mutluluğun sırrını söyler misin? Bilge, adama şöyle bir bakar ve içine sıvı yağ konmuş olan bir kaşık verir ve 'bu kaşığı al, sarayımı gez, sonra neler gördüğünü gel bana anlat. Ama sakın ha kaşıktaki yağı dökme' der. 'Peki' der genç adam, içi yağ dolu kaşığı alır ve gezmeye başlar, iki saat sonra tekrar bilgenin yanına gelir. Bilge sorar; 'gezdin mi sarayımı?' Adam gezdim der gibi kafasını sallar. 'Peki, cennet bahçemdeki gülleri gördün mü?' Adam cevaplar 'hayır'. Bilge tekrar sorar; 'Peki yeni doğmuş tayları?' 'Hayır'. 'Mis kokulu çam ağaçlarımı?' 'Hayır'. 'Sarayımın duvarlarında ki çinileri?' 'Hayır'... Bilge ne sorduysa adam hayır diye cevaplamaktadır. Hayır demekten sıkılan adam 'Kaşıktaki yağı dökmemek için hiçbir şeye bakamadım ki' der. Bilge yağ dolu bir kaşık daha verir, 'al bu kaşığı ve tekrar gez ama bu kez evrenimin güzelliğini görmeden gelme'. Bir - iki saat sonra adam tekrar bilgenin yanına gelir. Daha bilge sormadan heyecanlı bir şekilde gördüklerini anlatmaya başlar. 'Çiftlikte koşan taylar ve anneleri ile oynayan oğlaklar bana çocukluğumu hatırlattı. Bahçenizde ne kadar çok gül var, sayamadım doğrusu. Ama en çok kırmızı gülleri beğendim. Küçük göletteki ördek yavruları da çok sevimliydi. Doğrusu insan bunları seyrederek bir ömür geçirebilir. Sarayınız çok büyük, hele fil ayağına benzeyen o ihtişamlı mermer sütunlar. Özellikle de çinilere çok dikkat ettim. Bunları yapan ustalar çok uğraşmış olmalı...' Adam o kadar heyecanlıdır ki içi içine sığmamaktadır. 'Pekâlâ', der bilge eliyle dur işareti yaparak, 'kaşığımı verdiğim gibi geriye getirdin mi?' Adam 'tabi getirdim' der. Kaşığı uzatır bilgeye, bir de ne görsün? Kaşıkta hiç yağ kalmamıştır. 'İşte evlat' der durumu gören bilge. 'Mutluluğun sırrı hayatın bütün güzelliklerini yaşamak onların farkına varmaktır. Ama elinde ki bir kaşık yağı da unutmadan.'

10 Ocak 2014 Cuma

AŞKSIN SEN !!!

Adının geçtiği her cümlenin yüreğimi kör bir kurşun gibi parçaladığını anlatmak imkansızdı. Böyle bir kalp çarpıntısına yüreğim nasıl dayanırdı.Dayandı..Dönerim deyipte dönmeyişine dayandığı gibi .. Selamsızlığına,mektupsuzluğuna,ele karışmana dayandığı gibi.. Herkeste bir telaşe,herkeste bir heyecan.Öyle ya çekip gideli yıllar olmuş,özlenmişsin besbelli.Bana özel bir durum değilmiş,onu farkettim.Kulaklarımda eskilerden kalmış bir şarkı tınısıydın sen.. Coğrafyamı altüst eden, hayatımın üstüne umrunda bile olmadan çizgiler çeken.Karalayan,beni bitiren. Sen benim bile bile ladesimdin.Mantığımın beni yenişi,cenetimdin.. Gittin . Bilmeliydim cenneti yaşadığın herkes cehennemin olabilir. Bilemedim,bilmekte istemedim.Gökyüzünün kırmızısı alabildiğince sarmış etrafı,bakır ibrişimler gibi dönüp dolaşan yapraklara takılıyor gözlerim.. Rengi sonbahardı...Sen gittiğinden beri her mevsim sonbahardı ..Ama sen bilemedin,görmezden geldin,bilesin gelmedi ,bilmekte istemedin. Belli ki benim hissettiğim gibi değildi bana hislerin..Görmek istediğimi gördüm,duyduklarımı mantığa değil kalbime göre yaşadım. Hayatta en sevdiğim en inandığım adamın bir deprem misali tüm hayatımı altüst etmesine şahit oldu gözlerim..Gözlerim..Hani en çok gözlerin sevdim dediğin.... Bırakıp gitmen,beni terketmen,fırtınada beni yapayalnız bırakmana bile kızmadım.Kalbimde onlarca can kırığı varkenbirde bırakıp gitmelerine avukatlık yaptım. Sen bilemedin ne çok sevdiğimi,kapattın pencerelerinin bana bakan tarafını..görmedin. Oysa ben her sabah senle uyandım,senle başladım güne.Senle kahvaltılar yaptım..Senin için çaylar içtim.Birgün döner umuduyla uykular uyudum. Rüyalar gördüm içinde senin olduğun..Kimselere anlatmadım..yüreğime gömdüm. Öğrettiklerin vardı bana : Mesela hiç kimseye güvenemeyişimin yegane mimarıydın.Sevdiklerinin ele karışabilme ihtimalinin en iyi örneğiydin.Yarama tuz basışlarımdın.Herşeye rağmen sevdim seni.. Nefret etmedim,içimden atıp yok edemedim.Seni tüketemedim. Yüreğimin açıkta kalan yanı,ayaza durmuş ..Sen sevdiğim adam.. Nasıl tarif edilir ki bu duygu,uzatmaya gerek yok..bu aciz dille ,bu kırık kalemle..Alt tarafı: AŞKTIN SADECE..!