26 Haziran 2013 Çarşamba

İnsan Hayal Ettiği Müddetçe Yaşarmış !

Kimi zaman öyle bir çıkmaz sokaklara sürükler ki hayat bizleri… elimiz kolumuz arkadan bağlı, çaresizliklerde kıvranırız durmadan… öyle bir dipsiz kuyulara düşeriz ki çoğu zaman… ne bir kibrit, ne bir ateş, ne de bir mum kalır yakacak… Yalnız hissederiz ya kendimizi hani; terk edilmiş koca bir çınar gibi hayatta…Düşündükçe okyanusun tam ortasında buluruz kendimizi… sürüklenmişiz ya bir kere… çözüm aradıkça çözümsüzlüklere itiliriz… yürünecek yol vardır ama yürüyecek ayak? koşacak yer vardır ama koşacak hal? İşte öyle bir halde bile inanmam ben güçsüzlüklere… koşacak yol varsa koşacak güç de var… yürünecek yer varsa yürüyecek hal de vardır insanda… en çaresiz günümüzde bile düşlemez miyiz kurtulmayı… eğer ümitsizlik varsa bir yerlerde ümit de vardır demek… eğer çaresizlikler sarmışsa bizi vardır çare bir yerlerde… üstü tozlarla kaplı bodrum katına terk edilmiş eski bir sandık da da olsa… Hayat böyledir işte… koşarken düşseniz bile, ayağa kalkacak olan yine sizsiniz… terk edilmiş de olsanız hayat zindanlarına yardım edecek el sizin eliniz, çözüm bulacak beyin sizin beyninizdir… En karanlık bir oda da bile bir mum, en çıkmaz sokaklarda bile bir yol, en uzak denizlerde de bir rüzgar vardır yolunuza yön verecek. ama yine o mumu yakacak olan siz, yine kapıyı açacak siz ve yine yine rüzgarla birlikte küreklere asılacak olan sizsinizdir… Bıkmak, tükenmek, kahrolmak… bunlar insanların kolayına kaçtığı sözcükler. Yılmak, yorulmak, caymak, bunlar kapıyı aramadan oradan uzaklaşmaktır. Yalnız da kalmış olsan hayatta; sen varsın ya? Yine kendin yine kendindir en iyi dostun yalnızlıklarda. Düşünmek, düşlemek başarmanın yarısıdır hep… inan, güven ve korkma… insanın olduğu yerde sorun vardır deriz ya hep, düzelterek sorunun olduğu yerde de muhakkak çözümü vardır bir yerlerde… sorunu yaratan sen, sorunu çözecek olan yine sen… Çıkmaz gibi görünen bir yolda olsanız da, bundan yüzde doksan dokuz emin bile olsanız, korkmayın… ilerleyin ve asla düşünmekten, çözüm aramaktan vazgeçmeyin. Unutmayın ki; insan hayal ettiği müddetçe yaşarmış… bırakın… karanlıktan çıkın ve hiç olmazsa düşünerek yaşayın…

25 Haziran 2013 Salı

Neden ???

Neden Mutlulukların Kısa Sürdüğünü.... Neden Hayata Tutunmaya Çalışırken Her Şeye Rağmen Hayatın Onu Tamamen İtmesini... Neden Sevenin Hep Üzüldüğünü Bana Anlatır mısın Hayat ... Razıydım Her Şeye... Ama Sen Hep Bir Tokat Attın Bana! Hem de En Acımasızından! Bu Sefer Beynim Yerinde Değil! Bu Sefer Ben ,Ben Değilim! Son Kez Yaşamak İsterken Bir Şeyleri... Son Kez Kaçıyorum Benliğimden... Bu Seferler Gidiş mi Kalış mı Bilmiyorum... Neye Sığınacağımı... Neye Karar Vereceğimi Bilememizlik Öldürüyor Beynimi ! Cevap Bulamadığı Nedenlerle Nereye Kadar Gidebilir ki Bir İnsan ? Düz Yolda Yürüyen Yolun Ortasında Bir Yokuş Bile Yokken Her Fırsatta Bir Çelme Taktın Bana... Şimdi Kalbimden Sızan Nedenler... Beynime Sığmayan Nedenler Öldürüyor Beni... Pes Ettiriyor Her Defasında... Suçum Neydi Demeden Alamıyorum Kendimi... Yıllar Zaten Neleri Götürdü Benden.. Son Bir Kez Mutluluk İçin Vakit Ararken... Vaktin Kalmadı Senin Dedi Hayat Bana... Son Kez Suçum Neydi ? Cevabını Bulmak İstiyorum... Gülüşlerimi , Mutluluklarımı , Doğrularımı Aldın Yine Benden Hayat … Suçum Her Şeye Karşı Yaşamaktı Sanırım...! Mutluluğa Doğru Yürürken Hayat Hep Bir Çelme Taktı Bana... İşte Benliğimin Olmadığı Zamanlarda Nedenlerim Beni Hiç Boş Bırakmadı... Hadi İlk Kez Kırma Beni Be Hayat ! İlk Kez Soruma Cevap Ver ! Suçum Neydi Benim ???

Hayat Kumardır !

Hayat Bir Kumardır, Hep kazanan olmak zordur.. İnsanın meydan okuması, kimilerinin de yaşama sebebidir kumar ,ortada hep bir şeyler vardır.. Bazen kalbini koyar kendinle oynarsın, bazen hayatını koyar gaz pedalına sonuna kadar basarsın, bazen acınacak haline gülümser kendini avutursun.. İsyandır kumar, kalbin aklına hükmetmesidir, tutkudur, aşktır, en olmaza koşmak haykırmaktır yankı bulamayacağını bilerek.. Dedim ya hayatın ta kendisidir, oyundur, oynayanların kuralını hep başka koyduğu, şarkılardaki gibi maskelerin yalancı durduğu , kimi zaman korkutucu derecede gerçek bir oyun .. Karagöz ve Hacivat'ı izlerken perdenin arkasını merak etmek, yola çıkarken nereye gideceğini bilememek ve aslında gemileri yakmaktır kumar.. Akıntıya bırakmaktır kendini yeni yerler görmek için … Hayat bir kumardır , kumar ise hayat .. Hayat seni “MAT” etmeden , sen hayata iradenle “ŞAH” de ki kazanabilesin …

Yolun Sonu Karanlık !!!

Bazen hayat önüne bir yol çıkarır. O yoldan gitmek zorunda kalırsın. Ne bir çaren vardır ne de bir başka yol. Önündeki yol ise hem kırık camlarla hem de raptiyelerle doludur. Her adımda iki nedenden dolayı ağlarsın. Birincisi bir başka yol bulmadığın için ikincisi ise canın yandığı için. Hem kanın akar hem de gözyaşın. Üçüncü bir seçenek yoktur. Böyle yaşamak aslında çok zordur. Gittiğin yol da yol değildir. Böyle bir yola girmek de aslında tercihin değildir. Başın bir saksıya dönüşür de içindeki çiçekleri düşünecek gücün yoktur. Takadinin sonuna kadar yol kenarındaki duvarları tırmalarsın. Parmak uçlarından kan boşalır kaldırımlara. Yine de kurtulamazsın çaresizliğinden. Zavallılık bile fazla gelir durumuna. Yol boyu canın yanar, ayak tabanların kanar. İçinde birikir, acılar, sıkıntılar, yaptığın salaklıklar... Taşıyamaz olur seni ayakların. Tanrıya ellerini uzatarak değil de, ayaklarını göstererek dua edersin. Ayaklarındır senin günahını çeken. Onları temize çıkarmaya çalışırsın. Bir yol var mı dersin Tanrıya. Ses yoktur. Zaten canının yanmasından anlarsın cehenneme doğru yol aldığını. Bu aslında senin tercihin değildir. Tüm yolların kızgın taşlarla döşenmiştir. Gözyaşlarınla oluşturduğun girdapta dönüp durursun. Karanlıktan kurtulmak için elini meşale yapman ve girdaptan dışarı çıkarman hiçbir şeyi değiştirmez. Ellerin çaresizdir, ayakların bitaptır. Yaşamak sana bir yol ayrımı sunmaz. Kör doğarsın kör olursun, topal doğarsın topal ölürsün. Değişmek yoktur hayatında. Bir kelebeğe dönüşmek yoktur, saklandığın kozalağının içinde. Bir kolu olmayan engelli gibi, hayata iki kolla sarılmak yoktur. Tüm gözyaşların gördüklerinden korkup kaçarcasına gözlerini terk eder. Korkuların karanlık sular gibi içine dolar. Ruhun bir türlü berraklık bulamaz. Aydınlık ayrılıklarının sokak lambalarıdır. Her aydınlıktan sonra yol alırsın karanlıklara. Kör karanlıklar içinde yalnızlığın yüreğine saplanan kara saplı bir bıçaktır. ACILAR VE ÇIRPINMALAR İÇİNDE YOLUN SONU YİNE KARANLIKTIR..